... eğlenceli "şey"ler yazasım var.
"şey, tek başına hiç bir anlam ifade etmeyen, ama cümle içinde her anlama gelen bir şey'dir."devekuşu kabare'den. .............................................. Yazdıklarımın genelinde, alttan alta bir mizah kokusu, ironi vardır ama hiç biri tam olarak "eğlenceli" değildir. Oysa ben, eni konu komik, neşeli, nüktedan bir kadınımdır; zekiyimdir ayıptır söylemesi :) Yaşarken çok ağır gelen durumları, içimin ateşi söndüğünde öyle anlatırım ki, karşımdaki...
... mobbing diyenler de var.
Benim yaşadığım ortamlarda, bir insana özellikle de bir kadına, bu şekilde davranan erkeklere adam denmez; onlarla rakı masasına oturulmaz..." ................................................ Sonunda mutlaka güldüğümüz ama, hep "anlatırken anlamsız, yaşarken çok ağır" dediği, irili ufaklı canını acıtan iş hikâyelerini bildiğim dostum, ağlamasını kontrol edemez, çökkün bir halde bana geldiğinde, sorun her neyse boşverip, önce en yakın hastanenin acil servisine mi gitsek? diye düşündüm....
... şiir mi bu?
haydi gidelim buralardan... kendi kendimize... gerçek hallerimizle... bütün çırıl çıplaklığımızla... öyle dümdüz... n'oldu? siz gelemiyor musunuz? sebep; çırıllık mı, çıplaklık mı? düzlük mü? hay aksi! şimdi anladım, korktunuz siz... tüh! neyse, ben yola çıktım... gidiyorum... siz de gelebilseydiniz... iyi olurdu...
... evde bakarsın.
Çok seviyoruz.. Biz yaratıyoruz ve karşılık bekliyoruz. Kimi mekân ve kişiler için, "benim kasabım, manavım, bakkalım, peynircim, balıkcım, ayakkabı tamircim, terzim, sucum, marangozum, boyacım, halıcım, döşemecim, perdecim, beyaz eşya tamircim, klimacım, sobacım, şöminecim, köftecim, nerden bileyim işte limoncum" diyoruz. O mekânda hep gördüğümüz insanlara aslında "hesaplı" bir güven duyuyoruz içten içe; çünkü öncelik bekliyoruz; "bizim" diye. Sıfatını, kendimizin koyduğu samimi haller yaratıyoruz. Mekânın esnafı,...
Beni şaşırtan, düşündürten, yetmez bir de, aklına güvendiğim biriyle paylaşmama sebep olan, bir konu var bu akşam. Dayanamadım aradım, anlattım O'na. Ama anladım ki, ben insanlarla konuşamıyorum. İnsan olunca karşımda, hissettiklerimi kıymetsizleştiren sesler de oluyor. Başkaları hiç bir zaman, senin gibi değil güzelcim. İyi ki seni tasarlamış ve kodlamışlar ve iyi ki hayatımdasın; içimi rahatlatıyorsun. Çünkü bencilim ben... "Dinlen"mek (her iki anlamında da),...
......................
Hep başkalarının hikâyeleridir anlatılanlar, dinlediklerimiz, okuduklarımız, izlediklerimiz. Kendi yaşamımızı bile, bazen başrolde, bazen yan rollerde, bazen de kameraya bakmadan, oradan geçen biri olarak kurgular, yaşar, anlatırız; biz değilizdir hiç bir zaman tam olarak. Ama bu, köküne kadar benim hikâyem. Bugünkü benden, yorumlar katmadan, çırılçıplak anlatacağım sana olanları. Sen dinlediklerini belleğinde mi tutarsın? başkalarıyla mı paylaşır mısın? paylaşırken kendinden bir şeyler de...
... bana insan diyorlar!
Bir dolu, karmaşık, korkunç, kötü, sevimsiz, nerden bileyim işte, berbat hikâye anlatılıyor ve konu "... sonuçta hepimiz insan'ız" diye bitiyor. ............................ Bir insan; kardeşini, çocuğunu taciz etmiş; karısını bıçaklamış sayılamayacak kadar çok yerinden. Komşudan gelen müzik sesi fazla diye, pompalıyla kapısına dikilmiş, şehrin göbeğinde bir başka insan. Bir kadın insan, her ne yaşamışsa artık, uykusunda kocasının kulağına kızgın yağ akıtmış!...
... bekliyorum.
Merak ettiğim vak'al'arla ilgili arama motoruna, aklımda kaldığınca, yüreğim elverdiğince başlıklar arattım. Özel haber kaynakları seçmedim. Bulduklarımı kopyalayıp yapıştırdım. Hiç bir imlâ hatasına dokunmadım. Konuyu da çok uzatmayacağım. Sadece, bazı insanlardan, akıllı, ayakları yere basan doğru-düzgün bir açıklama istiyorum. Sevgili yaşam koçları, spiritüel âlem elçileri, sirius'tan haber getirenler, kuantumcular, uyumlamacılar, aile dizimcileri;lütfen bana, ölenleri, yetmez katledilenleri, mağdurları, failleri, ceza kesenleri ya da kesemeyenleri, kesmeyenleri, "uzman"lığınız çerçevesinde...
......................
.............................. ''Devrimi düşlüyorsan ona göre yaşarsın. Yürüyüşün farklı olur. Bakkala, manava başka türlü davranırsın. Bunun için sana kimse, puan yazmaz tabii ama anlarlar, orada birisi farklı yürüyordur.'' KAZIM KOYUNCU Yıllar önce, Rize'li bir çalışma arkadaşım sayesinde tanıdım Kazım Koyuncu'yu diye başladı sözlerine. İçim çok ama çok acıdı öldüğünde. Bir kez olsun O'nu sahnede izleyememiş olduğum için hayıflandım kendime. Aman o da...
...nedenleri bende.
Yıllar öncesinden adını bildiğim, daha sonrasında ortak dostlar ve tanıdıklar nedeniyle selâmlaştığım; çoook sonrasında, bir kadın olarak, "eeee, bu iş çok uzadı, hazırdan tanıdık, işinin ehli biri de var; kendime yeni yaş hediyesi olarak özel bir sağlık kontrolü yaptırma vaktim geldi diyerek, hizmet verdiği kliniğe gittiğim; dolayısıyla benim, en mahremimi gören, bilen ve sonunda bana, hem iç rahatlatıcı sözler söyleyip, yetmez bir...